9 Ocak 2022 Pazar

Ocak 09, 2022

Kahve Çekirdeklerine Bir Yolculuk

Kahve kültürü hepimizin hayatında önemli bir yer edinmiştir. Kahve çekirdeklerinin kaliteli ve eşsiz aromasının bizde bıraktığı his ve yumuşak içimli aromatik tınısının günümüze olan etkisi, bu kültürden vazgeçemiyor olma nedenlerimizden. Bu nedenle gelin, hep birlikte dünyadaki en iyi kahve çekirdeklerinin neler olduğuna bir bakalım.

Meru ve Kilimanjaro’nun eteklerinde yetişen Tanzanya Peaberry kahvesi, en iyi kahve çekirdekleri listemizin başını çekiyor. Yer yer hassas olduğu kadar yer yer daha yoğun tatlara bürünen bu kahve çekirdekleri, şarap, çikolata, siyah frenk üzümü ve birkaç demet çiçeksi ve meyvemsi aromaların bütün bulmuş hali gibi adeta. Kahve severlerin favorisi olduğu gözden kaçmıyor.

En iyi kahve çekirdekleri listesinin ikinci sırasına yerleşen bir diğer kazananımız ise Hawaii Kona Kahvesi oluyor. Bu kahve, Hawaii’deki büyük ada içerisinde konumlanan Mauna Loa ve Hualalai Volkanlarının engin yamaçlarında yetişiyor. Aromasına gelecek olursak, genellikle karmaşık olarak nitelendirilse de hafifliği ve hassaslığı ile ön plana çıkan kahve çekirdekleri arasındadır.Yoğunluktan arınmış, stabil bir asit düzeyine sahip olan Hawaii Kona çekirdekleri, baharatlı tadımları seven bireylerin gönlünü kazanmak için birebirdir.

Bir diğer kaliteli kahve çekirdekleri ise Kenya AA kahvesine ait. Kenya AA, çiçek tonlarını, narenciye ve dut gibi armonilerle birleştirerek şarabımsı zengin bir tadı ortaya çıkarıyor ve dünyanın en kaliteli kahve çekirdekleri arasına girmeyi başarıyor. Kenya AA’nın da oldukça fazla tercih edildiğini söyleyebiliriz.

Bahsini etmemiz gereken lezzetli tatlardan birisi de Sulawesi Toraya isimli kahveye aittir. Bu kahve Sulawesi’nin boylu boyunca uzanan güneydoğu bölgesindeki sıradağlarından toplanarak elde edilir. Kahvenin içeriği o kadar dengelidir ki bitter çikolata ve iyice olgunlaşmış meyve tatları gibi bütün zengin notaların hepsini deneyimlemek mümkündür. Diğer kahvelere oranla çok fazla asidik bir yoğunluğu olmasa da canlılığını ve tazeliğini koruyan bir yapısı olduğu söylenebilir. Baharatlı aromaların oluşturduğu kahvelerde olduğu gibi Toraja kahveside oldukça yoğun ve derin bir aromatik kıvama sahiptir ve eşsiz bir tat yaratır. Genelde içmeden önce koyuca kavurarak içilmesi tavsiye edilir.

Sıradaki kahvemiz ise belki de en ünlülerden diyebiliriz. Bu kahvenin ortaya çıkması enteresan bir hikâyeye dayanıyor. Zamanında Java Adası’ndan gelmekte olan yelkenli gemiler bir kaza geçiriyor ve malzeme yükleme esnasında geminin ahşap materyaline aktarılan çekirdekler sayesinde sonradan yepyeni bir kahve türünün olduğu ortaya çıkıyor. Aynı zamanda, Mocha Java kahvesi ünüyle bilindiği gibi tadıyla da dünyanın en iyi çekirdekli kahveleri arasında listenin ilk sıralarına yükselmeyi başaranlardan. Mocha Java’nın da karmaşık ve yoğun bir tadı olduğunu söyleyebiliriz; fakat bu iki aromayı o kadar iyi harmanlıyor ki, damağınızda eşsiz ve spesifik bir tat bıraktığı kesin. Bir kahveye göre fazlasıyla iddialı ve cezbedici olduğunu söylemeden geçmemek gerek.

Farklı yöntemle üretilen ve dünyanın en iyi çekirdekli kahvelerinden biri ise Etiyopya Yirgacheffe kahvesine ait. Şu ana kadar incelediğimiz bütün kahvelerin arasında belki de kokusu kendine en has ve en dikkat çekici olan kahve budur. Keskin kokusu, yoğunluğu ile orta ve hafif gövdeli aromasından oluşan tatlılığı ile tadı damağınızda kalacak bir lezzeti içerisinde barındırıyor kendisi. Kahvenin üretilmesi için, öncesinde sulu ve ıslak bir işlemden geçirildiğini belirtelim. 

İçenlerin söylediğine göre, damakta daha çok ceviz, Hindistan cevizi ve çikolatamsı tatlar bırakan bu kahve, en kaliteli kahve çekirdeklerini denemek isteyenler için ideal bir seçenek. 

Etiyopya Yirgacheffe’ye benzeyen ve aynı zamanda yeni yeni popülerliğini arttıran bir diğer kahve ise Nikaragua kahvesi. Nikaragua Kahvesi, şüphesiz dünyanın en iyi çekirdekli kahvelerinin arasına adını altın harfle


rle kazımaya geliyor. İçeriğini yoğun çikolata kıvamlı ve çeşitli meyvelerin karışımından oluşturan bu kahve, daha koyu rostolu içimleri tercih edenler için mükemmel bir seçenek.

28 Aralık 2021 Salı

Aralık 28, 2021

KAHVE BİZİ NEDEN BU KADAR MUTLU HİSSETTİRİR








Hepimizin her sabah mutlu uyanmak için çeşitli nedenleri vardır. Ve kahve severler için tek bir sebep var - bir fincan güçlü aromalı kahve! Evet, kahve düşüncesi, çoğumuz üzerinde anında sihirli bir güce sahiptir. Dünyevi aroması ve güçlü tadı, insanı canlandırmakta gerçekten harikalar yaratır. Ve bu sadece bir inanç değil. Birçoğumuz için bir deneyim. Üzgün olduğumuzda, yalnız olduğumuzda bizi bir fincan kahve içmeye iten sır nedir? Bunun arkasında bir sır olduğunu düşünüyorsan, haklısın; evet, var.


Ve güzel bir haber daha; kahvenin mutluluk seviyemizi neden arttırabileceğinin ardındaki sır bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bu makalede ilerlerken, kahvenin bizi neden bu kadar mutlu hissettirdiğinin bilime dayalı nedenini öğreneceksiniz. Mutluluğu satın alamazsın ama kahve alabilirsin ve bu oldukça yakın.


Kahvenin Bizi Neden Mutlu Ettiğinin Arkasındaki Bilim


Kahve, genel sağlımızı korumada önemli bir rol oynayan birçok kimyasalın zengin bir hazinesidir. Bir fincan kahvede şunlar bulunur:

  • 2 etilfenol: Bizi aktif ve uyanık tutan bir kimyasal.
  • 3,5 Dikafeoilkinik asit: Bizi nöron hasarından korumaktan sorumlu bir bileşen.
  • Trigonellin: Ağzımızda çürüğe neden olan bakterilerle savaşan bir B3 vitamini formu.
  • Niyasin: Hücre yenileyici ve bunamayı önleyen B3 vitamini.


Bunlar, gördüğümüz gibi, birçok sağlık yararı sağlayan bileşendir. Peki kahve ve mutlulukla ne alakası var? Mutluluk ve kahve hissinin küçük bir arka plan hikayesi var.


İşte başlıyoruz:


Kahve içtiğinizde, Adenozin adlı bir nörokimyasalı taklit eder. Bu bizi uykulu hissettiren ve yorgun olduğumuzda bizi kendine getiren bir kimyasaldır. Kafein vücudunuza girdiğinde, adenosini algılayan ve normal işlevlerini yerine getirmelerini engelleyen reseptörlerle çalışır. Başka bir deyişle, kahve içtiğinizde kafein, adenozin - uykuya neden olan kimyasal - reseptörlere müdahale eder ve uyumanızı engeller. Kahve içerken bu şekilde uyanık kalırsınız. 


Adenozin reseptörleri bloke edildiğinde, vücudunuzun, insanlar için iyi hissetme deneyiminden sorumlu iki kimyasal olan dopamin ve glutamat gibi kendi uyarıcılarını serbest bırakmaktan başka seçeceği yoktur.


Kahvenin beynimizdeki nörotransmitterleri uyardığı için kahvenizin sizi mutlu ettiği anlamına gelir. Bu nedenle bir fincan kahve beyninizdeki nörotransmitterların üretimini başlatmak için en iyi içecektir.


Unutulmaması gereken bir noktada da kahveyi limitli bir şekilde içtiğinizde size mutluluk verebileceğidir. Günlük kafein dozunun belirli bir sınırının ötesinde, vücudunuz kafein direnci geliştirir ve artık aynı duyguyu yaşamazsınız. 


“İnsanlar kahvesiz nasıl yaşar bilmiyorum… gerçekten bilmiyorum!” Martha Quinn


Kahve Tüketiminin Müthiş Faydaları


Kahve sizi mutlu etmenin yanı sıra, az önce gördüğümüz kimyasallar ve bileşenler sayesinde çok çeşitli şaşırtıcı sağlık yararları da sunabilir. Kanser, kalp hastalıkları gibi sağlık risklerini önlemeye sahip en zengin antioksidan kaynaklarından biridir. 


Antioksidan seviyesinin kafein içeriğine göre değiştiğini unutmamalısınız. Örneğin, saf siyah kahve, kafeinsiz versiyona kıyasla en yüksek düzeyde antioksidan içerir. 




Nöronları ve Sinir Sistemini Korur


Kafein kanıtlanmış bir psikostimülandır ve antioksidan, antiinflamatuar ve anti-apoptotik özellikleri Alzheimer hastalığı ile mücadelede çok etkili olduğu kanıtlandı. Araştırmacılar ayrıca erkeklerde Parkinson hastalığı ile mücadelede kafeinin benzer etkilerini buldular.


Ayrıca kafeinin beyniniz için koruyucu olduğu ve onu strese, yaşlanmaya ve nörolojik hastalıklara karşı dirençli hale getirdiği de tespit edilmiştir.


Ektili Antidepresan


Kafein bir depresyon katilidir. Ve araştırmalar, belirtilen sınırlar dahilinde düzenli kahve tüketiminin akıl hastalığı riskini azaltmaya yardımcı olabileceğini doğrulamıştır.


Bu içerdiği tonlarca antioksidan sayesinde, bir fincanınızın beyin iltihabını önlemede en iyi arkadaşınız olabileceği anlamına gelir.


Size Enerji Verir


Bu hepimizin deneyimlediği etkilerden biridir. Aslında çoğumuzun kahveye kafayı takmasının esas nedeni de budur. Sıcak kahvemizi yudumladığımız an, kendimizi enerjik, uyanık ve aktif hissederiz. 


Bunun nedeni ise; kafeinin sinir sistemimizi uyarmasındandır. Sizi uyanık ve aktif tutar. Kahvenizi yudumladığınızda uyku hali ve uyuşukluk hissi kaybolur. Yoğun iş yükü nedeniyle dışarıda bir gece geçirmeyi planlıyorsanız, bir fincan sıcak kahveye şerefe diyebilirsiniz.


İntihar Düşüncelerini Keser


Gördüğümüz gibi kahve bizi mutlu ediyor ama büyüsü burada bitmiyor.


Harvard School of Public Heath tarafından yürütülen bir araştırmaya göre, düzenli kahve içenlerin intihar ve depresyonla ilgili düşünceleri daha az. Bu sonuçlar erkeklerde ve kadınlarda eşit derecede etkiliydi. Araştırmacılar bu sonuçları kafeinin antidepresan özelliklerine bağlıyor.


Ayrıca insanların düzenli kahve tüketimi konusunda daha mutlu olduklarını ve daha olumlu düşünceler geliştirdiklerini gözlemledir.






Kahve Tüketimi Hakkında İpuçları


Kahvenin bizi nasıl mutlu ve sağlıklı tuttuğunu artık anladık. Bilmemeiz gereken bir şey daha var.. Kahveden elde edilen faydalar, çekirdeğin türüne, kavurma işlemine ve diğer faktörlere göre de değişiyor. Bunları da hızlıca kontrol edelim:


  • Hafif kavrulmuş çekirdekler, koyu kavrulmuş çekirdeklere göre daha yüksek kafein içeriğine sahiptir. Bu yüzden bir dahaki sefere bir fincan kahve aldığınızda, çekirdeklerinizin açık mu yoksa koyu mu kavrulmuş olduğunu öğrenin.
  • Kahve içmek için en iyi zaman sabah 6’da uyandığınızı varsayarsak, sabah 9.30’dan 11.30’a kadardır. Diğer zamanlarda kahve içmek uyku düzenini bozabiliyor.
  • Eğer bir spor salonu aşığıysanız işte size güzel bir haber. Kafein, spor salonu seansınıza başlamadan bir saat önce bir fincan kahve içmeniz şartıyla kuvvet antremanı sonuçlarınızı arttırır.
  • Tüm kahve çeşitleri arasında, kafeinden maksimum faydayı elde etmek için şeker, tatlandırıcı, şurup, krema veya süt içermeten sıcak kahve öneriyoruz.
  • Popüler efsanenin aksine kafeinsiz kahve de belirli miktarda kafein içerir. Kafeine alerjiniz varsa, bir sonraki kafeinsiz kahveyi içmeden önce bunu aklınızda bulundurun.

Kahvenin tüm faydaları en iyi şekilde ancak sınırlı miktarda içildiğinde elde edilir. Belli bir sınırın ötesinde vücudunuz kafein direnci geliştirebilir ve o kahve vuruşunu hissetmezsiniz.


Mutlu yudumlar!


24 Aralık 2021 Cuma

Aralık 24, 2021

Müzik Ve Kahve





Nörobilimcilere göre beyni dinlendirmeyi en iyi şekilde başaran 6 şarkı:

Weightless-Marconi Union

Electra - Airstream

Mellomaniac (chill out mix) - Dj Shah

Watermark - Enya

Strawberry swing - Coldplay

Please don't go - Barcelona


Peki kahveli şarkılar neler?

Kahve ve müzik hayatın mükemmel eşleşmelerinden biridir. Bir şarkı; kafein alma ihtiyacınızı ya da bir bardak kahve yapma isteğinizi tetikler mi bilmiyoruz ama gün içinde, özellikle sabahları içtiğiniz kahve için oldukça iyi bir eşlikçidir.

Kahve ve müzik denildiğinde aklımıza bir çok senaryo gelir. Kahveni hazırladıktan sonra koltuğuna kurulur ve bir şarkı başlatırsın. Kitabını okurken, arkadan çalan şarkıya kahven eşlik eder.

Müzik sevginiz kahve tutkunuz kadar güçlü ise; yalnız değilisiniz. Kahveyle ilgili ilham aldığınız müzisyenlerin şarkıları hem iyi hem de kötü zamanlar için yazılmış olmasıyla; kahvenin her zaman yanımızda olacağını gösteriyor gibi görünüyor. Bununla birlikte, bir çok müzisyen; beste yaparken ve çalışırken kahve içmeye bayılıyor. 

Kahve ortak noktadır

Kahve keşfedildiği ilk dönemlerden itibaren kitap sayfalarını süsleyerek insanın kendi ile ettiği sohbetlere vesile olmuştur. Uykusuz gecelerin önünü açmış, sabahlara enerji vermiş; arkadaş toplantılarına mekan, stresli anlara sessizlik katmıştır.

Birçok yazar kahve için özlü sözler yazmıştır. Hevesleri içinde kalanlar diyecek söz bulamadığında yine kahveye sarılmıştır. Bunun örneklerini tüm kültürlerde görmek mümkündür. Birbirinden farklı onlarca türüyle damakta hoş tatlar bırakan kahve, aslında tam da insanlığın özüdür. Dünyanın neresine gidilirse gidilsin, seçeneklerin pek de değişmediğini görürüz. Değişen tek şey kahvenin yanındaki ikramlar ve içen insanlardır.

Coffea Arabica ağacının çekirdeği… Etiyopya topraklarından bardaklarımıza kadar gelip günümüzün her anında kendini göstermiştir. Türkiye’de tadına göre şekersiz, orta ve sadece olarak servis edilir. En özel günlere eşlik eder. Damatlar için tuzlu seçeneği de vardır ki; bu özel günlerde ortaya çıkar. Ortamı ısıtır ve anılara kaydedilir.

Müzik modumuz, modumuz müzik!

Müzik, insanların en gizemli davranışlarından birisi olarak görülür. Tarih boyunca her millette farklı kültürel etkileşimler oluşturmuştur.

İlgili insanlar müziğin neden dinlendiğine dair bilimsel araştırmalar yapmıştır. Bu araştırmalar sonucunda bazı sonuçlara ulaşmıştır. Müziğin sadece duygusal durumumuzu etkilemesinin yanı sıra duygusal tepkiler geliştirmemize neden olduğunu belirlemişlerdir. Bir şarkının bizi hüzünlendirmesini sözlerine ya da melodisine bağlayabiliyor olsak da bu duygusal olarak etkilendiğimiz gerçeğini değiştirmez.

Kahve ve müzik buluştu

Şimdi gelin kahvenize eşlik eden, kahveli şarkıları listeleyelim;

Sylvan Esso - “Coffee”

Elektro pop ikilisi Sylvan Esso’nun “Kahve” şarkısı; kahvenin kendisi kadar pürüzsüz ve enerjik. Bu şarkı ilişkilerin karmaşıklığı hakkında olsa da; Amelia Meath’sin zahmetsizce akan tatlı sesi ve Nick Sanborn’un yumuşak elektroniğinin birleşimi ile tam anlamıyla duygularınıza dans ettirmek konusunda mükemmel bir uyum yakalanmış. Meath, şarkıda dengesiz ilişkilerin döngüsünü ifade edebilmek için; mevsimlerin ve kahve stillerinin değişimini akıllıca ele almış. “Vahşi kış, sıcak kahve / annem gitti, beni seviyor musun? / yanan yaz, soğuk kahve / bebek gitti, beni seviyor musun?” gibi sözlerle karşılaşıyoruz.

Otis Redding - “Cigarettes and Coffee”

Bazıları için, kahve ve sigara hayatta en iyi eşleşen şeylerden biridir. Bir de buna şarkı eklenince; mükemmel bir üçlü oluşur. Otis Redding; sadece efsanevi sanatçıların yapabileceği bir yolla, sevginin ve hayatın basit zevklerinin paylaşımını anlatıyor. Ona, sadece sevgiyi hissettiriyor. Redding; sabahın erken saatlerini hayatının aşkıyla geçiriyor ve hayranlık uyandıran sesiyle şarkısını söylüyor: “Çok doğal görünüyordu, sevgilim / sen ve ben burada / sadece sigara ve kahve içmek hakkında konuşuyoruz”. 

Sarah Vaughan - “Black Coffee”

Her ne kadar, şarkının 1948 yılında kaleme alınmasından beri, çeşitli sarkıcılar tarafından söylenmiş olmasına rağmen (Ray Charles, Ella Fitzgerald, Peggy Lee, k.d. Lang, Sinead O’Connor); Sarah Vaughan’dan “Black Coffee” bu listede ilk versiyonu olarak yer alır. Vaughan bu tutkulu parçada; özlem dolu bir şekilde olmayan sevgilisine haykırıyor ve onunla birlikte koyu bir kahve içme zamanını beklediğini anlatıyor. 

Descendents - “Coffee Mug”

Kaliforniya’dan punk rock grubu Descendents; bu şarkısında tıpkı bir shot Espresso gibi; küçük ama oldukça güçlü enerji veren bir parça yapmış. Sadece 34 saniyede, grubun kahveyle donatılmış ateşli hızlı sözlerinden, kahve sevgisinin ne kadar ciddi olduğunu anlıyoruz. “Bir içki ya da uyuşturucuya ihtiyacım yok / Sadece kahve kupamı sıkıca  tutuyorum”. Sabahları size, mükemmel şekilde eşlik edebilecek ve ayağa kaldırabilecek bir parça. 

Miguel - “Coffee”

Bu listedeki en çekici şarkılardan biri. 


Başka kahveli şarkılar neler var derseniz;

  1. One More Cup of Coffee - Bob Dylan
  2. Wake Up and Smell the Coffee - The Cranberries
  3. The Coffee Song - Frank Sinatra
  4. Black Caffeine - Emmylou Harris & Rodney Crowell
  5. Second Cup of Coffee - Gordon Lightfoot
  6. The Coffee Song - Frank Sinatra
  7. Coffee, Coffee, Coffee - Freedy Johnston
  8. Espresso (All Jacked Up) - Todd Rundgren
  9. Truck Driving Man - Uncle Tupelo
  10. Black Coffee - Humble Pie
  11. Black Coffee - Carroll Gibbons and Marjorie Stedeford


Kahvenin milyarlarca dolarlık bir endüstri olduğu, hemen hemen her köşesinde bir Starbuks'ın olduğu ve tahıl, patates cipsi ve hatta meyve ve sebzelere ayrılan özeni gölgede bırakan karışımlarla dolu market reyonlarının olduğu bir dünyada yaşıyoruz.

Öyle ki, sabah ya da öğleden sonra koşuşturmanıza hemen eşlik eden kahveye yazılan bir çok şarkının olması bizi şaşırtmamıştır. 

Kahve sensin…

“Farklı kültürlere, şarkılara ve sözlere girdim. Farklı duygulara, konulara ve ortamlara eşlik ettim. Beni seven insanları, üzgün de olsa mutlu da olsa yalnız bırakmadım. Merhaba, ben kahve… Ben senim!”

Kahve kırk yılın hatırına bir ömür birlikte olduklarımızdır. Çünkü sevdiğimizle beraber içilen kahvenin tadı hiçbir şeyde bulunmaz. Sevdiğimize her gün, her dakika ihtiyaç duyduğumuz gibi ihtiyaç duyarız kahveye.

Kahve yeni başlayan dostluklarımızdır. Yoğun telvesi ile kendimizi ölümsüz dostluklarda buluruz. Hayaller kurduğumuz taptaze kahvelerde ederiz sohbetlerimizi.

Kahve yalnızlığımızdır. Kalabalıkta içilen bir bardak çaydan ziyade yalnız başına kalmaktır kahve. Hayatımızdan gidenler olduğu vakit, “hatır bilmez” diyemediğimiz günlerde mutfakta kalan dibi kahveli bir bardağı belki döner diye içemediğimiz gibi…

Acı tatlı, hüzünlü mutlu, yalnız kalabalık ya da sadece sabah gün doğduğunda, kahve kokusunu alabildiğiniz ancak her an hasret kokusu almadan geçireceğimiz her günün kıymetini bilerek yaşamalı bu hayatı. Birlikte vakit geçirdiğiniz insanları ve kahvenizi soğutmadan içtiğiniz, neşe ve bol kahkahalı günlerinizi doyasıya yaşamanızı diliyorum.

Kahve içerken okumanız ümidiyle...

 


20 Aralık 2021 Pazartesi

Aralık 20, 2021

Evde Chemex Kahve Nasıl Demlenir



Hangi demleme yöntemini denemiş olursanız olun; Chemex muhteşem bir tasarımdır. Ancak, evde kahve demleme söz konusu olduğunda, çok azımız ondan kahve yapmak için; Chemex’in zengin tarihi ve zarif estetiğinin hak ettiği kadar zaman harcıyor. 


Chemex, büyük ölçüde kaygan tasarımı, kullanım kolaylığı ve aroma kaybı olmadan bardağa aktarımı sayesinde bugüne kadar klasik, en sevilen kahve demleme yöntemlerinden biri olmaya devam ediyor.


Bu Demleme Yöntemini Benzersiz Kılan Nedir?


Öncelikle herhangi bir cafenin rafını süsleyebilecek şık bir temel parçadır. Yerel kahve dükkanlarında vitrinlerde özel bir yerleri vardır. Bu favori ürünün 80 yıl önce icat edildiğini bilmeden, intagram hikayelerinde izleriz kendisini. Gerçekten de 80 yıl önce, yaklaşık olarak 1940’tan beri aramızda olan bu benzersiz kum saatine benzeyen cam demlik, ABD’de, Peter Schlumbohm tarafından icat edilmiş. 


Chemex’in kendine has demleme yöntemleri her baristaya göre ufak tefek farklılıklar gösteriyor olsa da; en iyi sonucu elde etmek için bazı ip uçlarını ve püf noktalarını sizin için derledik. 


Evde Demleme Tarifi


  • 30 gr kahveyi orta kalınlıkta bir öğütme ile; tartın. 
  • Filtreyi Chemex’e yerleştirin ve ölçeği sıfırlayın.
  • Zamanlayıcıyı 3 dk’ya ayarlayın.
  • Biraz su kaynatın, böylece 97°C’ye ulaşsın. Daha sonra suyunuzu azar azar dökmelisiniz. Bu tarifte toplamda 480 ml su ekleniyor.
  • İlk anda dairesel hareketlerle kahve telvesinin üzerine 60 ml su dökün. Bu, kahveyi biraz nemlendirmeye ve ince ince telvenin içine suyun işlemesini sağlar. 
  • Bu aşamadan sonra, yaklaşık 30-40 saniye kadar bekleyip, daha fazla su dökmeye devam edin. Bu aşamada 140 ml gibi fazladan bir su dökmeniz öneriliyor. Böylece bu aşamada toplam su miktarı 200 ml’ye gelecektir.
  • Ardından bir süre durun ve devam etmeden önce bir süre damlamasına izin verin. Ardından tekrar suyu dökün ve 400ml ekleyene kadar kademeli olarak dökmeye devam edin.
  • Su, öğütülmüş kahvenin dibine ulaştığında, son 80 ml su ile tamamlayın.





Chemex Sürecini Anlamak


İlk dökümün başladığı andan itibaren, tüm döküm süreci sadece 3 dakika içinde gerçekleşmelidir.


Kulağa oldukça basit bir süreç gibi geliyor değil mi? Chemex’in güzelliği burada yatıyor. Özünde sadece kahve telvesi üzerine sıcak su döküyorsunuz. Oradan, mükemmel kupayı elde etmek, bir deneme, yanılma ve deney sürecinden gelir. İşte burada da teknik devreye girer.


Bu yöntem, mükemmelleştirmek için biraz pratik gerektiren bir yöntemdir. Ancak bizim için bu düzeydeki hassasiyet ve detaylara gösterilen özen, özel kahve tutkunu olmanın tüm ilgili olduğu bilimsel zevkler ve mükemmellik çabası ile eş anlamlıdır. 


Chemex ile kahve demlemenin artıları ve eksileri hakkında biraz daha fazla bilgi için ipuçları:


  • Öğütmeden sonra mümkün olduğunca taze kahve kullanmaya özen gösterin. Bunun için belki de evinizde bir adet değirmen olmasını sağlayabilirsiniz.
  • Tarifin mümkün olduğu kadar kesin olduğundan emin olmak için küçük bir ölçek kullanabilirsiniz. Tarifteki ölçülerden saparsanız, bu kesinlikle sorun olmaz ama kontrollü bir şekilde yaptığınızdan da emin olun. Böylece neyi değiştirdiğinizi ve bunun kahvenin ekstraksiyonunu nasıl etkileceğini bilirsiniz.
  • Suyu Chemex’e dengeli daireler halinde dökmeye çalışın. 
  • Çekilmiş kahveniz için normalden daha kalın bir öğütme boyutu kullanın. Chemex’inizi kullanırken kahve telvelerinin tıkandığını fark ederseniz, bunun nedeni çok ince bir öğütme boyutu kullanılması olabilir. Chemex’i diğer demleme yöntemlerinden ayıran bir faktör, kenarlarının tamamen pürüzsüz olması, hiç bir çıkıntı veya oyuk olmamasıdır. Bu düz cam modeli aslında bir miktar vakum yaratır, bu da bazen suyun hızlı damlamasını durdurmaktadır. Bunu demleme sırasında filtre kağıdını biraz yukarı kaldırarak durdurabilirsiniz. Bu, basıncın bir kısmının oluşmasını önler ve kahvenin damlamaya devam etmesine izin verir. 
  • Bu işlemle 3 dakikayı aşmamaya özen gösterin. Fazla ekstraksiyon bardağınızda çok fazla acılık yaratırken, eksik ekstraksiyon çok fazla ekşi, daha asidik notalar üretecektir.
  • Hedeflemeniz gereken optimum nokta (biraz daha kaba bir öğütme kullanmaktan gelir) orta düzeyde bir özütlemedir. Çok hızlı veya çok uzun sürmez. Bu iki uç noktanın güzel bir dengesi ve karışımı, iyi dengelenmiş bir bardağın oluşmasını sağlar.
  • Chemex filtreleri bir dizi farklı çeşitte olmaktadır. Ancak, hepsi de aynı kalınlık ve yoğunluğa sahiptir. Chemex kullanmanın faydalarından biri, çok temiz bir fincan kahve üretmek için kahve telvesindeki bir çok yağı ve ince partikülü filtreyebilmesidir.


Çok ayrıntılı ve zahmetli gibi görünebilir ancak Chemex sürecine hakim olmak, biraz daha fazla zaman ayırmaya değer. Bu, ne kadar sabırlıysak, o kadar fazla memnuniyet duyacağınız oldukça meditatif bir süreçtir. Chemex’i sabah rutininizde biraz boş zaman olarak değerlendirebilirsiniz. Kahvenin damlamasın sabırla bekleyin ve bir sonraki demleme tarifinizce yapabileceğiniz deneysel değişiklikleri düşünün.

19 Aralık 2021 Pazar

Aralık 19, 2021

Sabah Aç Karnına Kahve İçmek




Çoğu ülkede tüketim seviyeleri neredeyse sudan sonra en popüler içecek; kahve.


İçeriğindeki kafein, daha az yorgun ve daha uyanık hissetmenize yardımcı olmasının yanı sıra, ruh halinizi, beyin fonksiyonunuzu ve egzersiz performansınızı iyileştirmeye yardımcı olabilir. Ayrıca kilo kaybını arttırabilir ve Alzheimer, tip 2 diyabet ve kalp hastalığı gibi hastalıklara karşı korumada destekleyici olabilmektedir.


Bazı insanlar aç karnına kahve içmenin sağlığına zarar verebileceğini iddia etse de; bir çok insan sabahları ilk iş olarak kahve içmeyi çok sevmektedir. Özellikle öğle saatlerinde ilk öğünlerini yemeyi tercih eden ve aralıklı oruç yapan insanların, ilk öğünlerine kadar olan bu süreçteki sabah saatlerinde, kahve tükettikleri bilinir. Peki sabah aç karnına içilen kahve kime zararlı ya da faydaları var mı?


SİNDİRİM SORUNLARINA NEDEN OLUR MU?


Araştırmalardan bazıları, kahvenin acılığının mide asidi üretimini uyarabileceğini gösteriyor. Bu nedenle, bir çok insan kahvenin mideyi tahriş etmesiyle beraber, irritabl bağırsak sendromu (IBS) gibi bağırsak rahatsızlıklarının semptomlarını kötüleştirdiğini düşünüyor. Kimilerinde ise mide ekşimesi, ülser, mide bulantısı, asit reflüsü ve hazımsızlığa da neden olduğuna inanılıyor. 


Kahveyi aç karnına içip içmediğinize bakılmaksızın; araştırmalar, kahve ve sindirim sorunları arasında güçlü bir bağlantıyı henüz bulamıyor. Ancak, özellikle irritabl bağırsak sendromu teşhisi konmuş hastalarda, uzmanlar; kahvenin günlük tüketimini tamamen kesmek ya da oldukça azaltmak gibi yöntemlere giderek, iyi sonuçlar alabilmektedirler. Doktorlar bu teşhisi ve sürece yönelik tavsiyeleri, çoğunlukla bağırsak mikrobiyatası testlerine bakarak yapabiliyorlar. 


Bununla birlikte, insanların küçük bir kısmı kahveye karşı aşırı derecede hassastır ve bu kişlilerin yaşadığı mide ekşimesi, kusma veya hazımsızlık gibi semptomların sıklığı ve şiddeti; kahveyi ister aç karnına, isterse tok karnına içsinler; sabit kalmaktadır. 


Yine de, vücudumuzun nasıl tepki verdiğine dikkat etmek, her besinde olduğu gibi, kahvede de önemlidir. Kahveyi aç karnına içtikten sonra sindirim sorunları yaşıyorsanız, ancak tok karnına böyle bir sorun yaşamıyorsanız, tek yapmanız gereken kahve tüketiminizi buna göre ayarlamak.


Özetle, kahve mide asidi üretimini arttırır ancak çoğu insan için sindirim sorununa neden olmaz. Bu nedenle aç karnına kahve tüketmek bir çok insan için sağlığı tehdit eden bir şey olmayacaktır.



STRES HORMONU SEVİYESİNİ YÜKSELTİR Mİ?


Bir başka yaygın olan argüman ise, aç karnına kahve içmenin stres hormonu kortizol düzeylerini arttırabileceğidir. 


Kortizol; böbrek üstü bezleriniz tarafından üretilir ve metabolizmayı, kan basıncını ve kan şekeri seviyelerini düzenlemeye yardımcı olur. Yine de; kronik olarak aşırı düzeyler kemik kaybı, yüksek tansiyon, tip 2 diyabet ve kalp hastalığı gibi sağlık sorunlarını tetikleyebilir. 


Kortizol seviyeleri, uyandığınız zaman doğal olarak zirve yapar, gün içinde düşer ve uykunun erken evrelerinde tekrar zirveye ulaşır. 


İlginç bir şekilde, kahve kortizol üretimini uyarır. Bu nedenle, bazı insanlar kortizol seviyelerinin zaten yüksek olduğu sabahları ilk iş olarak kahve içmenin tehlikeli olabileceğini iddia ediyor. 


Bununla birlikte, kahveyi düzenli olarak içen kişilerde kortizol üretimi çok daha düşük görünüyor ve bazı araştırmalara göre kortizolde hiç artış göstermediği görülüyor. Ayrıca, tok karnına kahve içmenin bu yanıtı azalttığına dair de çok az kanıt var. 


Dahası sık sık kahve içmeseniz bile kortizol seviyelerindeki herhangi bir artış geçici gibi görünüyor. Böyle kısa bir zirvenin uzun vadeli sağlık komplikasyonlarına yol açacağına inanmak için çok az neden olduğu aşikar.


Kısacası, kahve; stres hormonu kortizolde geçici bir artışa neden olabilir. Bununla birlikte, aç karnına veya yemekle birlikte içtiğinize bakılmaksızın, bunun sağlık sorunlarına yol açması da olası değil.


DİĞER POTANSİYEL YAN ETKİLER NELERDİR?


Kahveyi aç karnına içseniz de içmeseniz de bir kaç olumsuz yan etkisi olabilir.


Örneğin kafein bağımlılık yapabilir ve bazı kişilerin genetiği onları kafeine karşı özellikle hassas hale getirebilir.


Bunun nedeni, düzenli kahve alımının beyin kimyanızı değiştirebilmesi ve aynı etkileri üretmek için giderek daha fazla miktarda kafeine ihtiyaç duymasıdır.


Aşırı miktarda içmek endişe, huzursuzluk, kalp çarpıntısı ve kötüleşen panik ataklara neden olabilir. Hatta bazı kişilerde baş ağrısı, migren ve yüksek tansiyon ile sonuçlanabilir.


Bu nedenle çoğu uzman, kafein alımınızı günde yaklaşık 400 mg ile sınırlamanız gerektiği konusunda hemfikirdir. Bu 4-5 fincan kahveye eşdeğerdir. 


Etkileri yetişkinlerde 7 saate kadar sürebildiği için; kahve, özellikle günün geç saatlerinde içerseniz uykunuzu da bozabilir. 


Son olarak; kafein, plasentayı kolayca geçebilir ve etkileri hamile kadınlarda ve bebeklerde normalden 16 saate kadar daha uzun sürebilir. Bu nedenle hamile kadınların kahve alımını günde 1-2 fincan )240-480 ml) ile sınırlamaları önerilir.


Aç karnına kahve içmenin bu etkilerin gücünü veya sıklığını etkilemediğini de unutmamak gerekir.


Böylece anlıyoruz ki, çok fazla kahve içmek; kaygı, huzursuzluk, migren ve kötü uykuya neden olabilir. Bununla birlikte, aç karnına içmenin bu yan etkilerin sıklığını veya gücünü etkilediğini gösteren hiç bir kanıt yoktur.


SON BAKIŞ


Bir çok insan sabahları yemek yemeden önce ilk iş olarak kahvenin tadını çıkarmaktan çok keyif alır. Kalıcı efsanelere rağmen, çok az bilimsel kanıt, aç karnına içmenin zararlı olduğunu göstermektedir. Aksine, nasıl tüketirseniz tüketin, vücudunuz üzerinde muhtemelen aynı etkilere sahiptir.


Yine de aç karnına kahve içerken sindirim sorunları yaşıyorsanız, kahveyi yemek yedikten sonra ya da yemekle birlikte içmeyi deneyin. Bir gelişme fark ederseniz, rutininizi buna göre ayarlamak en iyisi olabilir.




Kaynaklar:


https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5696634/



https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/20070100/


https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5544304/


https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/12741451/


https://www.acog.org/clinical/clinical-guidance/committee-opinion/articles/2010/08/moderate-caffeine-consumption-during-pregnancy?utm_source=redirect&utm_medium=web&utm_campaign=otn


https://health.gov/our-work/nutrition-physical-activity/dietary-guidelines/previous-dietary-guidelines/2015/advisory-report





1 Ekim 2020 Perşembe

Ekim 01, 2020

Starbuk Karakterinden Kahve Zincirine


Jerry Baldwin, Gordon Bowker ve Zev Siegl; Starbuks’ın ilk kahve dükkanını, 1971 senesinde, tarihi Pike Place Çarşı’sında tek bir mağaza ile açtılar. Bu üç ismin ortak noktaları, üçünün de akademili ve kahveye aşık olmalarıydı. 

Seattle’da ilk dükkanlarını açmak için biraz borç aldılar ve ilk yatırımlarını bu şekilde yapmış oldular. Bu hikayenin belki de kahve kokusu dışında en güzel yanı, “Starbuks” isminin; Herman Melville’ın Moby Dick kitabındaki, dürüst ve sadık bir karakter olan Sturbuk’tan geliyor olmasıdır.

Açıldıktan bir süre sonra, kahve kavurma işinde girişimci Alfred Peet, Starbuks’ın kurucuları için büyük bir ilham kaynağı oldu. Hollanda’lı bir göçmen olan Peet; 1950’li yıllarda Amerika’ya Arabica kahveleri ithal etmeye başladı. 1966’da Berkley’de, ithal ettiği birinci sınıf kahve ve çaylarıyla, Peet’s Coffee and Tea adında bir dükkan açtı. Peet’in başarısı Starbuks kurucularına ilham odu ve Starbuks’ın iş modelinin temeli; yüksek kalitede kahve çekirdekleri ve ekipmanlarının satışı üzerine kuruldu. Böylece; Peet, Starbuks’ın yeşil kahve çekirdeklerinin de ilk tedarikçisi oldu.

Daha sonra, Starbuks’ın üç ortağı, Hollanda’dan kullanılmış bir kahve kavurma makinesi satın aldı. Baldwin ve Bowker; Alfred Peet’in kavurma tekniklerini deneyerek, kendi karışımlarını ve lezzetlerini yaratmayı denediler. 

1980’lerin başında ise; Starbuks, yüksek kalitede taze kavrulmuş kahveleriyle rakiplerinin arasından sıyrılarak, Seattle’da dört tane daha kahve dükkanı açtı. 1980’de Siegl, bu üç ortaktan ayrılıp başka işlerin peşine düşünce; Baldwin şirketin başına geçti.

1981 yılında, Starbuks’ın kahve makinalarını satın aldığı; mutfak ekipmanları ve ev eşyaları üreten İsveç’li şirket Hammarplast’ın satış temsilcisi Howard Schultz; şirketin büyük siparişlerini farkedince, kendilerini ziyaret etme kararı aldı. Schultz yaptığı bu ziyaretten o kadar etkilendi ki; Starbuks’ta kariyer yapmaya karar verdi ve 1982 yılında pazarlama müdürü olarak işe alındı.

Schultz; burada, müşterilerin mağaza içinde, kahvelerle ilgili bilgi noksanlığı nedeniyle kendilerini tedirgin hissettiklerini farketti ve müşterilerin şirketin ürünlerini öğrenmesini kolaylaştıran broşürler üretti.  Aynı zamanda, müşteri dostu satış becerilerinin geliştirilmesi için mağaza çalışanlarıyla birlikte bu yönde çalışmalar yürüttü.

Schultz’un, Starbuks’ın geleceği için attığı en önemli adım ise; 1983 yazında Milano’daki uluslararası ev eşyaları gösterimine katılmasıdır. İtalya’dayken, bu ülkenin kafelerinden öylesine etkilenmiştir ki, Starbuks’ta da benzer bir şeyler yapmayı düşünmüştür. Fakat, Baldwin ve Bowker, Starbuks’ın geleneksel iş modelinden sapması konusunda pek de hevesli değillerdi. Starbuks’ın kesinlikle bir kahve ve kahve ekipmanları satıcısı olarak kalmasını; espresso ve cappucino sunan bir kafeye dönüşmesini istemediler. 

Schultz bu nedenle 1985 yılında Starbuks’tan ayrılarak, birden çok şehirde, ıI Giornale adında kendi kahve zincirini kurdu. 1987 Mart’ına geldiğimizde ise; Baldwin ve Bowker, Starbuks’ı satmaya karar verdiler ve Schultz; şirketi hemen satın aldı. 

Bundan sonrasında ise; tüm operasyonlarını Starbuks altında birleştirdi ve kahve çekirdekleri, ekipmanlarıyla, diğer ürünleri sattığı bir dükkan haline getirdi.

Şirketin büyümesi; 1992 senesinde halka açıldıktan sonra başladı. Bu dönemden itibaren göz kamaştırıcı bir genişleme ve büyüme dönemine girdi. 1996 yılında, Kuzey Amerika dışında da mağazalar açmaya başladı ve kısa bir süre içinde, dünyanın en büyük kahve zinciri haline geldi. 

21. Yüzyıl başlarında Starbuks dünya çapında düzinelerce ülkede varlığını sürdürmeye devam ediyor. 2003 yılında kahve dükkanlarında yemek de satılmaya başlanan Starbuks’ta; 2016 senesinde Shultz yerine Kevin Johnson; 2018 senesinde ise Myron Ullman geldi.

Bugün Starbuks’ın, 65 ülkede 21 binin üzerinde mağaza bulunuyor. Başlangıcında olmasa bile, büyüme sürecinde İtalya kafelerinden ilham alınarak geliştirilmesine rağmen; Starbuks, İtalya’da ilk defa 2018 yılında Milano’da bir şubesini açtı. 

Dünyanın en büyük Starbuks’ı ise; 2019 yılında Chicago’da açılan “Starbuks Reserve Roastery”dır.




10 Temmuz 2020 Cuma

Temmuz 10, 2020

Yağ Yakımını Hızlandıran Kahve

Pandemi günlerinin belirsizliğiyle yaşamaya devam ederken; karantina süresince, kahve dükkanlarından mahrum kalan bir çok kahve aşığı, evinde kahve köşesini kurdu ve bir barista olma yolunda ilerledi. Bir yandan evde, dışarıdaki gibi güzel bir kahve yapmanın yöntemleri öğrenilirken; bir yandan da mutfakta geçirdiğimiz normalden daha fazla uzun süreler, ani kilo alımları yaşamamıza neden oldu. Şimdi ise; yaz günleri başlamışken; hızlıca aldığımız kiloları vermeye çalışanlar kimler?:) 

Bugünkü yazımızda, alınan bu fazla kiloları vermeye yardımcı olacak olan ve evde kolayca hazırlayabileceğiniz bazı kahve çeşitlerinden bahsedeceğiz. 

Aralıklı Oruçta Kahve 

Son dönemlerin popüler diyet-beslenme programı olan aralıklı oruç (intermittent fasting) uygulayanların saysı gün geçtikçe artıyor. Bu beslenme programında belli bir süre aç kalırken; belli bir süre diliminde ise istediğinizi yiyebiliyorsunuz. Aç kaldığınız süre içinde ise; yağ yakımı gerçekleşiyor. Peki kahve bu beslenme programının neresinde yer alıyor? 

Öncelikle, aralıklı oruçtaki beslenme düzenine bir göz attığımızda; bazı beslenme süreleriyle karşılaşıyoruz. Örneğin: 16 saat açlık ve 8 saat yeme dilimi ile 18 saat açlık 6 saat yeme dilimi gibi döngülerden oluşan; bir çok farklı çeşidi bulunuyor. Özellikle; sabah kahvaltısını atlamak ya da akşam yemeğini es geçmek gibi öneriler bulunan bu diyet ve beslenme programının en güzel yanı ise; aç kaldığınız zaman diliminde istediğiniz kadar sade kahve tüketebiliyor olmanız. Oruç tuttuğunuz dönemde kahvenizin içine süt eklemeniz önerilmiyor ancak; yeme dönemindeyken kahvenize şeker dışında istediğiniz kadar süt eklemekte özgürsünüz. 

Hindistan Cevizi Yağlı Kahve

If (intermittent fasting) programını uygularken; spor yapmaya devam edenler; özellikle sabahları içine hindistan cevizi yağı konulmuş sade bir fincan kahve içiyor ve bunun enerjiyi çok fazla arttırdığını; spor yapmaya da motive edici olduğunu belirtiyor. 

Yağ yakmaya çalışırken vücuda yağ almak size biraz anlamsız gelmiş olabilir. Ancak işin gerçeği, diyet döneminde de vücuda alınan düzgün yağlar vücuda kaliteli yağ almanızı sağlarken, aynı zamanda da metabolizmanızı hızlandırıp, vücuttaki depoladığınız yağları eritmeye yardımcı oluyor. (Ayrıca sadece hindistan cevizi yağı değil; tereyağı ve zeytinyağı gibi kaliteli yağlar da aynı etkiyi vücutta yapmaktadır). Bu yöntem, yani sade kahvenizin içine hindistan yağı ekleyerek tüketmek; sabah kahvaltısını atlayıp, kahvaltıyı öğlen 12 gibi yemeyi tercih eden ve spor yapanların daha çok tercih ettiği bir tüketim biçimi gibi görünüyor. 

Kahvenizin içine hindistan cevizi yağı koymak; gerçekten de lezzetli bir tat sağlıyor. Bunu sadece filtre kahve veya demlediğiniz herhangi bir kahveye koymak dışında; aralıklı oruç süresinde içeceğiniz türk kahvesinin içerisine de ekleyebilirsiniz.

Her şekilde bu içimi deneyimlemiş biri olarak; bu tür kahveyi tadımlamanızı oldukça tavsiye ederim.  

Tarçınlı Kahve 

Bunun dışında; kahvenize biraz toz tarçın ya da çubuk tarçın ile hindistan cevizi yağı eklerseniz; yine metabolizmanızı hızlandırmaya yardımcı olan ve kendinize tadından da ödün vermeyecek bir kahve hazırlamış olursunuz. Demlediğiniz kahvenin içine çubuk tarçın koyacaksınız; 3-4 dk kadar bekletip; sonra çıkarabilirsiniz. 

Toz tarçını ise; demlediğiniz kahvenize ekleyip, kahvenizi bir karıştırıcı ile karıştırabilirsiniz. Bu karışımı Türk Kahvesi ile denediğinizde de gerçekten çok lezzetli bir içim yakalayabiliyorsunuz. Türk kahvenizi pişirmeden önce toz tarçın ve hindistan cevizi yağını ekleyin; ondan sonra kahvenizin köpürmesini bekleyin. 

Matcha’lı Kahve 

Yine son dönemlerde çok popüler hale gelen; yağ yakımını ve metabolizmayı oldukça hızlandıran matcha tozu ile de lezzetli bir kahve yapabilirsiniz. Matcha’nın tadı, kendi halinde pek lezzetli olmasa da, sade kahve severler için içimi çok da zor olmayacaktır. Eğer ki; bu karışımın tadını koyu ve acı bulursanız; içerisine bir adet Stevia ekleyerek de tüketebilirsiniz.

Matcha’lı kahve hazırlarken; matcha tozuna biraz kaynamış su ekleyerek, bambu veya tahta bir kaşıkla iyice karıştırdığınıza emin olun. Ardından, homojen bir yapıya ulaştıktan sonra içerisine demlediğiniz kahvenizi ya da dilerseniz kahve makinanızda hazırladığınız espressonuzu ekleyebilirsiniz. Ayrıca bu karşıma buz ekleyerek; soğuk halde de tüketebilirsiniz. Eğer aralıklı oruçtaysanız ve yeme dilimi içerisindeyseniz; bu karışıma bir de süt de ekleyebilirsiniz. Süt köpürtücünüz de var ise; onunla keyifli bir süt köpüğü elde ederek, güzel bir içim yakalayabilirsiniz.

Daha önce de belirttiğimiz gibi; oruç tuttuğunuz zaman dilimi içerisindeyken süt tüketmeniz önerilmiyor. Çünkü vücuda yağ alımı bu dönemde kesinlikle yasak. Ancak; yeme diliminde bu önerilerimizin içindeki çeşitlerden istediğiniz birini yaparken; içerisine süt de ekleyerek kendinize daha keyifli bir kahve içimi yaratabilirsiniz.

30 Haziran 2020 Salı

Haziran 30, 2020

Moc Topağacı'nda Kahvenin İzinden

Alternatif kahvecilerden Moc; İstanbul’daki bir çok şubesiyle göze çarpıyor. Nişantaşı Topağacı şubesinde baristalık yapan Veysi ile; kahveler ve özellikle de soğuk kahveler üzerine kısa bir söyleşi gerçekleştirdik. 

Buranın hayvan dostu bir işletme olduğunun altını çizen Veysi; kitap, kedi ve kahve severlerin rahatlıkla gelebileceği bir mekan olduğunu belirtiyor. Siz de kahve tutkunu bir baristanın elinden kaliteli kahve içmek ve keyifli bir ortamda yorgunluğunuzu atmak isterseniz; Moc Topağacı'nı ziyaret edebilirsiniz.

1)Biraz bize kendinden bahseder misin?

Kahve sektörüne 4 yıl önce giriş yaptım. Ondan önce kahveye dair pek bir bilgim yoktu. Yıllarca kahve ile ilgili bir şeyler yapmak istiyordum ama nereden ve nasıl başlayacağımı bilmediğimden; biraz çekiniyordum. Sonra bir sabah bir aydınlanma yaşadım: ). Çalıştığım işten ayrıldım ve kahve ile ilgili araştırmalar yapmaya başladım. Kahve barında çalışıp; işin mutfağını öğrenme arzusu vardı içimde. Yaklaşık bir yıl sonra bir kafede işe başladım. Çok mutluydum. Bu süre zarfında bazı eğitim veren işletmeler ve insanlarla tanıştım. Ardından, İstanbul Kahve Akademisi'nden SCA (Specialty Coffee Association ) modülünde kahve eğitimi aldım.  Çeşitli kahvecilerde çalıştıktan sonra ise; şu anda MOC bünyesinde; MOC Topağacı şubede, kahve yapmaya devam ediyorum.

2)Bildiğim kadarıyla neredeyse her gün kahve tadımı yapıyorsun; en çok tercih ettiğin kahve çekirdeği profili nedir?

Evet, her gün kahve tadımı yapıyorum. Meyvemsi ve asiditesi yüksek kahveleri seviyorum. Daha çok; Afrika çekirdeklerini tercih ediyorum. Etiyopya ve Kenya çekirdeklerine karşı koyamıyorum. Elbette ki farklı ülkeler, farklı varyeteleri de deneyimliyorum. Bunu hem damak tadımı geliştirmek; hem de insanların deneyimlerinden çıkan sonuçları görmek ve tatmak için yapıyorum. İnsanın, insan merakının, insan ilgisinin, insan emeğinin şaşırtan sonuçları ile karşılaşmak bana keyif veriyor; beni mutlu ediyor. 

3)Okurlarımız için evde kaliteli kahve deneyimi için önerebileceklerin neler?

Evde veya kafede kaliteli kahve için öncelikle kaliteli ve taze kahve çekirdeklerine ihtiyaç var. Sonra ise; su ve ekipman... Bu nedenle, taze öğütülmüş kahve şart. Evde bir el değirmeni mutlaka olmalı. Sonra tartı, termometre ve kullanmak istediğimiz kahve ekipmanı.. Kalite için; ölçüm şart. Sürdürülebilir olması veya yapmak istediğimiz değişikliklerde bize kolaylık sağlaması için de öyle. Örnek verecek olursam; bir kahveyi demledim ve kahve gramajı, kahvenin öğütüm ayarı, su miktarı, suyun ısı derecesi ve demleme sürelerini tuttum. Kahve diyelim ki istediğimden biraz yoğun olmuş ve biraz da acılaşma var. Bu noktada; nerelere müdahale edebileceğimi bilirim. Süre ve ölçüler yol göstericidir. Koyu kavrulmuş kahve çekirdeklerinden uzak durulmalı. Mümkün ise coffee shoplardan kahve çekirdekleri temin edilmeli. 

4)Yaza girdiğimiz bu dönemde, evde en pratik soğuk kahveyi nasıl yapabiliriz?

Evde en pratik soğuk kahve; Cold Brew demleyerek yapılabilir.  Öğütülmüş kahveyi cam bir kaba koyarak; üzerine oda sıcaklığında suyu ekleyin. Ortalama bir gün beklettikten sonra, bunu süzüp; soğuması için bir süre dolapta bekletin ve buzla servis yapabilirsiniz... Ya da moka pot ile demlediğiniz kahveyi, buz dolu bardağa dökerek; Ice Americano’ya benzer bir kahve de elde edebilirsiniz.

5)Yaz döneminde yaptığın kahve çeşitlerinden en çok tercih edilen hangisi?

Yaz döneminde, Moc’da en çok yaptığım kahve çeşitleri; Ice Americano, Ice Latte ve Cold Brew….

6)Saatlerce demleme yöntemiyle yapılan soğuk kahve ile ilgili bize biraz bilgi verebilir misin?

Moc Topağacı’nda Cold Drip yöntemiyle demleme yapıyorum. Yaklaşık bir gün sürüyor bu işlem. Tabi bu süre; kullandığım kahve, su miktarı ve damlamanın akış hızına bağlı olarak değişkenlik gösterebiliyor. Kahve, bu yöntemle suya uzun süre maruz kalıyor. Demlemede soğuk su kullanıldığı için çözülme de haliyle daha yavaş oluyor. Demlemenin sonunda çok aromatik, çok yoğun, ferah bir kahve çıkıyor ortaya. Ben kahvenin viski hali diyorum ona: ). İçimi ve servisi de biraz benziyor. Bir bardağın içine buz koyup; üzerine Cold Brew ekleyip, servis yapıyoruz. Yoğun bir kahve olduğu için; bazen birazcık süt ekleyen de oluyor. Bu lezzeti denemeyen var ise; zincir kafeler dışında ki coffee shoplardan denemelerini tavsiye ederim.

7)Moc Topağacı'nda kahve severler için önerdiğin şiddetle denemesini önerdiğin kahve çeşitleri neler?:)

Australlian Cappuccino, Kenya V60 Filtre kahve, Espresso Romano, Cold Brew ve Cappuccino denemelerini öneririm.


@coffeeworker_ 
@mocyopagaci
@mocturkiye

Adres: Teşvikiye, Hacı Emin Efendi Sk. 63/A, 34365 Şişli/İstanbul

Popüler Yayınlar